İTİRAFNAME

Olaylar Gerçek itiraflardır.

İsimde kişilik hakları nedeni ile gizli tutulmuş olup Kaynak: Ömer Faruk ÖZCAN olarak itirafname yayınlanmıştır.

Üzerimize beton dökmeye çalışan son taşeronların ve dönüşüm operasyonunu yapan iki gruptan birisi olan çetenin ve onların açık hamisi Yemel efendi’nin  LGTB siciline beraber bakalım.

İstanbul sözleşmesine karşı parti içerisinde devamlı itirazlar vardı.

Yine bir gün itirazlar Temel Bey’e iletilince; Temel bey sinirlenerek “istanbul sözleşmesinin iyi tarafları da var.

Oraya bakın temcit pilavı gibi pişirip pişirip önüme getirmeyin” ifadesini kullanacaktı.

Politika kurullarına bakan Fatih AYDIN istanbul sözleşmesinde bir sıkıntı olmadığını bunu uzmanlarla incelediklerini beyan edecek ve sözleşmeyi savunacaktı.

inceledikleri Uzmanlar ise mevcut iktidarın bakanlığına bağlı uzmanlar

sözleşmeyi savunan bir diğer isim BİROL AYDIN  yine sözleşmeye karşı olmayan bir diğer isim Sabri TEKİR

Sabri TEKİR partinin kadın erkek karşılık toplantı yapmasına da taraf bir isim, bu şekildeki toplantılardan da memnuniyet duyan bir isim.

Kongrelerde kadın kontenjanı için emir veren kişi ise yine Temel KARAMOLLAOĞLU

geçtiğimiz sene SES adlı sapık bir derneğin toplantısına katılarak istanbul sözleşmesinin iyi tarafları olduğunu beyan eden kişi Bülent KAYA.

Aynı toplantıda Bülent KAYA istanbul sözleşmenin iyi taraflarını kabul ettiklerini, ezik ve yenilmiş bir psikoloji ile tartışmalı yerlerin ise müzakere edilmesi gerektiğini söylemişti.

Yine katıldığı televizyon programlarında da benzer bir tutum izlemişti.

Biliyorsunuz Milli Gazete istanbul sözleşmesini manşete taşımış adeta özel bir sayı çıkarmıştı.

O günkü baskıdan sonra bu çete Mustafa KURTAŞ’ın adeta canını okudu.

Diğer taraftan Zonguldak il şehirde dağıtmak üzere gazeteye başvurduğunda genel merkez bu işe mani olmuştu.

Sözde İlahiyatçı Ersan BİLGİN kötülüğün reklamını yapmamak için böyle şeyleri kabul etmeyeceklerini ve dağıttırmayacağını söylemişti.

Ama esas meselenin CHP’nin küstürülmemesi olduğunu hepimiz biliyoruz. kaldı ki ! sözlerini esas alsak bile bu sapkın adamların zihniyetine göre “Erbakan Hoca yıllarca siyonizmin reklamını yapmıştı”ve çok büyük günahkardı.

TV5’i anlatmaya hiç gerek yok.

Milli Görüş’ün değil çetenin yayın organı olarak çalışıyor.

Orada her türlü ahlaksızlı yapan adam çıkıp rezilliklerini savunabilir.

Kanalı havle derneğinin kurucularından feminist ve LGBT aktivisti Rumeysa  ÇAMLIDEREye de açtılar.

Fetoşçulara da açtılar. Muammer BİLGİÇ ile hem pkklılara hem lgbtlilere açtılar.

Hatırlarsanız yine LGBT destekçisi CHP’li Belediye Başkanını Çağlar CİLARA konuk etmiş.

kanalda açık açık LGBT propagandası bile yapılmıştı.

Son olarak pkk destekçisi siyasi oluşumun reklamları da maalesef kanalda yayınlanmaya başladı.

Aşağıya onun da görsellerini bırakacağım.

Gelelim en önemli hususa mutabakat metnine ve Temel efendiye;

Altına imza atılan ve tam bir mutabıklık içerisinde olduğu söylenilen mutabakat metinlerinde ise; “uluslararası anlaşmalara geri döneceğiz” diyerek.

İstanbul sözleşmesine atıfta bulunuluyor. Dahası mutabak metinlerde gördüğümüz husus bu yapının iktidar olması halinde istanbul sözleşmesini daha şedid uygulayacaklarıdır.

Nitekim Aile hekimlikleri muhtarlıklar okuldaki öğretmenler devletin uzman kadrosu sayılacak ve aile içerisine bu sefer aile içerisinden şikayet gelmese bile bu uzmanların yazdığı raporlar ile müdahale edebilecekler.

Bunu da Sözde aileyi korumak adına yapacaklar.

işte!  bunların altına Temel efendi imza attı. Siz bakmayın ara sıra teşkilatın baskısıyla ekranlarda aile Bir erkek bir kadından oluşur demesine.

Yine aynı mutabakat metninde daha önce de defalarca söylediğimiz Avrupa’da da pedofili Anlaşması olarak tanımlanan ve itirazlara neden olan lanzarote anlaşması var.

Yine aynı metinde kadınların ön plana çıkartılması ve türlü ahlaksızlığın da zemini oluşturulmuş durumda.

işte tüm bunlara imza atan kişi Temel KARAMOLLAOĞLU

bunu savunanlar ise mevcut çete.

En son geldiğimiz nokta; Beytiye EKİNCİ adlı feminist kadın aynı zamanda kadın kolları başkanı içimizdeki Özlem ZENGİN. işte bu feminist kadın katılmış olduğu bir LGBT derneğinin programında cinsel kimliklere sahip çıkmış.

Buna da tıpkı konuğu olduğu sapkın dernek gibi din iman sosu ile örtmeye çalışmış. lgbt’lilere selam çakmış ve onlara sahip çıkmış.

Geldiğimiz nokta;  “faşist Saadet Partisi bedenimden Elini çek” eylemlerinden, Saadet partisinin yetkililerinin el üstünde tutulduğu konuk olarak ağırlandığı programlar oldu.

Oysa bunlar teşkilatlara her fırsatta “bizim olduğumuz yerde şer olmaz herşey hayra tedbil eder” diyorlardı. “Bizim olduğumuz yerde batıla müsaade etmeyiz “diyorlardı. ama gelinen noktada kendileri batıl oldular. şer oldular hem de pirincin içindeki pirince benzeyen beyaz taş gibi en tehlikeli şer oldular.

2002 akp’sinden daha rezil konuma geldiler, Her türlü ahlaksızlığı savunacak hale bukalemun gibi her renge her ortama bürünmeye müsait hale geldiler.

Şimdi bu beytiye hanım ekranlara çıkıp salonun ortasına yaptığı pisliği sıvamakla meşgul.

Bakın yarın akıl hocaları muammer ile bunları taksim de ellerinde rengarenk pankartlarla yürürken görürseniz sakın ha şaşırmayın.

Peki bu sürece nasıl geldik?

 

Temel KARAMOLLAOĞLU  ilk genel Başkanlığında tıpkı kamal paşa’nın Balıkesir hutbesini okuduğu zamandaki gibiydi.

Nasıl ki kamal paşa gücü eline aldığı zaman gerçek yüzünü gösterdi.

Mecliste kendi küfür ifadesi ile gökten indiği sanılan doğmalara değil kendi nefis putlarının yazdığı Parti programlarına tabi olduklarını söylediler.

Temel karamollaoğlu ve Çetesi  de gücü ele aldıklarında “ Biz Erbakan söylemlerini bırakacağız, Erbakan’ı sırtımızda taşımayacağız, Erbakan sırtımızda taşıdığımız bir ölüdür, Erbakan’dan bahsetmek tarih öncesi çağlardan bahsetmek gibidir ifadelerini kullanmakla kalmadılar bunu tatbikte ettiler. “ bunları yaparken devamlı kullandıkları bir nakarat vardı biz tarikat dergah değiliz biz siyasi partiyiz.

Reel politikçi olan bu arkadaşlardan bir genel başkan yardımcısı “biz yenilikçiyiz” diyerek kendilerinin ne olduğunu açık açık beyan etti.  Temel bey yik başkanı olduğunda kullandığı nakarat yine aynı nakarattı.

Biat etmek isteyenlere “Bırakın böyle şeyleri biz siyasi partiyiz”

Evet onlar cihad teşkilatı olmayı değil siyasi parti olmayı reel politik yapmayı Erbakan Söylemlerinden Erbakan’dan ve davasından kurtulmayı kendilerine düstur edindiler.

kendisi gibi olmayanları sadıkları, davasının izinden gidenleri olası bir akp ve chp ittifakında kendilerine karşı çıkacakları danışıklı dövüşerek partiden uzaklaştırdılar, itiraz edenleri ise ARIKAN’ın  ifadesi ile kafasını kopartıp attılar.

Geldiğimiz nokta da özet şu; Dönüşüm operasyonunun ve beton dökme işinin son taşeronları olan bu grup hastalardan hasta yenilikçilerden daha yenilikçi oldular.

Hepsinin daha hızlı müteahhit hepsinden daha hızlı herşeye müsait oldular.

Bu hızla yakında üstü kapalı savundukları LGBT’lilerden de olurlar.

Allah teşkilatlarımızı bunların şerrinden korusun.

Teşkilat mensuplarımızdan da hala derin uykuda olanları uykularından kaldırsın. uyanıklara gayret versin.

https://www.facebook.com/omerfarukozcan1453?mibextid=LQQJ4d
Kaynak Ömer Faruk ÖZCAN

SAADET PARTİSİ’NİN LGBT SİCİLİ.

Sosyal Medyada Paylaşın:
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM