Bugün sizlerle çok önemli bir meseleyi konuşmak istiyorum. Konu, Türkiye’de ünlüler dünyasında ve adalet sisteminde yaşanan çarpıklıklar.

Yani, adaletin terazisinde sarsıntılar meydana getiren, kibirli davranışların gölgesinde kendine alan bulan isimlerden biri: Dilan Çıtak. Tatlıses soyadını taşıyan, zengin ve ünlü olmanın ayrıcalığına kapılmış bir isim. Bir havaalanı olayında polise karşı sergilediği tavır, toplumsal adalet

duygumuzu bir kez daha yerle bir etti. “Yerler senin koçum” gibi ifadelerle sanki hukukun ve toplumun üzerinde olduğunu ima eden bir tavır sergiledi.

Şimdi durup soralım: Ünlü ya da zengin olmak size devletin yetkililerine karşı bu tür bir davranış sergileme hakkını mı veriyor? Maalesef Türkiye’de uzun zamandır bazı kesimlerde bu sorunun cevabı “evet” gibi. Dilan Çıtak olayı bu sorunun yalnızca bir örneği. Biz burada yalnızca bir bireyin hatasını konuşmuyoruz, bir zihniyeti ele alıyoruz.

Çünkü yalnızca bir ünlü babanın kızı olmak, ya da zengin bir insan olmak, kişiyi toplumun geri kalanından üstün kılmaz.

Eğer sıradan bir vatandaşın en ufak hatası sorgulanırken, bu ayrıcalıklı kesimlerden biri benzer bir hata yaptığında göz ardı ediliyorsa, işte burada adalet sistemimizde bir çürüme var demektir.

Ünlü isimler ya da zengin kesimler, hukuk kurallarının kendileri için işlemediğini düşünmeye başlıyor.

Bu yanılgı, hem toplumu zedeliyor hem de adalet kavramını çökertiyor.

Bu olay, sadece Dilan Çıtak’la sınırlı değil. Türkiye’de uzun zamandır ünlüler, zenginler, gücü elinde bulunduranlar arasında bu türden davranışları sıkça görüyoruz.

Devletin ve hukukun herkes için aynı olması gerektiği ilkesini maalesef bazı kesimler anlamıyor ya da anlamak istemiyor.

Adaletin olmadığı bir yerde kaos doğar ve bu kibirli davranışlar toplumsal düzeni zayıflatıyor.

Ünlü ya da zengin olmak, sorumluluk demektir.

Özellikle de bu tür kişilerin topluma örnek olması gerekirken, tam tersine kötü bir model teşkil etmesi kabul edilemez.

Adalet sistemi herkese eşit uygulanmadığında, toplumun geri kalanı bu çarpıklığın bedelini ödüyor.

Bu nedenle, kimse kendini adaletin ve hukukun üzerinde görmemelidir.

Dilan Çıtak gibi isimler, kazandıkları paranın ya da ailelerinin gölgesinde yaşamaktan öte, topluma saygı ve adalet anlayışıyla örnek olmak zorundadır.

adalet hepimiz için var, ama adaletin anlamı herkes için aynı olmalı.

Bu temel prensibi yitirdiğimiz noktada, hepimiz kaybederiz.